Söz Devri | Özkan Kaya ile Sahnenin Sesi

Merhaba, Ben Özkan Kaya. Bu haftanın söz devrinde, Voice of Stage olarak mikrofon bizde!

Bağımsız tiyatroların temel sorunlarını dile getirmek için bir çalışma yaptık ve bunu Sivil Düşün desteğiyle hayata geçirdik. Gelin sizinle yolculuğumuzu paylaşalım:

Hayalim olan tiyatroya bağımsız tiyatroların açtığı oyunculuk eğitimleriyle başladım. Öncelikle Kumbaracı50, Semaver Kumpanya, Stüdyo Oyuncuları ve daha birçok tiyatronun atölyelerine katılma şansım oldu. Bu süreçte, hem tiyatroları tanıdım hem de tiyatro ile uğraşan oyuncu, yönetmen ve yazar birçok arkadaş edindim. Bir yandan tiyatro ile uğraşırken, bir yandan bağımsız tiyatroların yaşadığı sıkıntıları birebir gözlemleme ve deneyimleme şansına sahip oldum. Özellikle salgın sırasında gittiğim kursun bir anda durması, tüm tiyatroların perdelerini kapatması, tiyatronun ve tiyatrocuların kendi haline bırakılarak yalnızlaşması beni bu konuda neler yapabilirim diye düşünmeye teşvik etti.  O sırada Sivil Düşün desteklerini duyarak, tiyatroların yaşadığı sıkıntılara ses olmak için bu projeyi yazdım.

Bağımsız tiyatroların varlığını sürdürebilmesi için gerekli şartlar neler? Bağımsız tiyatro kendi başına var olabilir mi? Ekonomik koşullar ne kadar etkili? Bağımsız tiyatroda oyun kurgusu alternatif mekanlara göre şekillenmeli mi? Seyircinin oyundan, oyuncunun seyirciden ve sahneden beklentisi örtüşüyor mu? Tiyatro ve tiyatro kültürü zaman içerisinde nasıl ve nelerden etkilendi?

Voice of Stage (Sahnenin Sesi), birçok sorunun beraberinde birçok başka soruyu doğurduğu bir girişim olarak ortaya çıktı.Tüm sanatsal alanlarda büyük bir yıkıma yol açan salgın, tiyatro ve tiyatro kültürünü de derinden etkiledi. Tiyatro hareketinin, dünü ve bugününün konu alındığı çalışmalarımızda; sahne, seyirci ve daralan oyun alanı üçgeninde var olmaya çalışan bağımsız tiyatroların perde arkasına Voice of Stage olarak ses olmaya çalıştık.

Sahne hayatımızın bir yansıması, ama sahnenin sesi istediğimiz kadar duyulmuyor. O yüzden Voice of Stage ile Sahnenin Sesini kalabalık kitlelere duyurmak istedim. Tiyatro yapmak yalnızca oyunculuk, yönetmenlik ya da yazarlık değil. Bazen dekor taşımak, bazen ışık tutmak ve bazen de Sahnenin Sesine kulak vermekle oluyor. Bu çalışma sayesinde, günümüz tiyatrosunun durumunu anlatan arşiv niteliğinde bir özet yaratmış oluyoruz. Yolculuğumda benimle beraber eş yürütücü olarak çalışan sanat tarihçisi, dans ve hareket araştırmacısı arkadaşım Mine Söyler’e ve tüm destekleri için Sivil Düşün’e teşekkür ederim.

 

 

Skip to content