Bu haftanın söz devrinde konuğumuz; genç yönetmen Ramazan Kılıç. 1993 Ağrı doğumlu olan Ramazan, cinsiyetçi roller ve geleneklerle kuşatılmış bir günlük yaşama tanık olarak büyüdüğünü anlatıyor. Eşitsiz olarak tanımladığı bu atmosfer kendisinde küçük yaşlardan itibaren insan haklarına dair kuvvetli bir bilinç oluşturmuş. Onu yönetmenliğe götüren yol da bu olmuş. Tasarladığı tüm projelerde toplumda kanıksanan adaletsizlikleri görünür kılma kaygısı taşıyan Ramazan, Sivil Düşün desteğiyle hayata geçirdiği en güncel yapımı Tarihte Yaşanmamış Olaylar ile dünya çapında pek çok festivalde boy gösterdi.
Merhabalar,
Ben hikaye anlatıcısı Ramazan Kılıç. Sinemanın etkileyici dilini kullanarak anadilimde ilk defa bir hikaye anlattım. Tabi bunu Sivil Düşün desteği olmadan gerçekleştiremezdim. O yüzden destekleri için kendim ve ekibim adına onlara minnettarım.
Anlattığım hikayeyi merak ettiniz değil mi? Müsaade ederseniz önce fikrin nasıl ortaya çıktığından bahsetmek isterim. Memleketimde, yani Ağrı’da çekilmiş çok güzel bir fotoğraf karesi var. O fotoğraf karesinde iki çocuk boş bir televizyon çerçevesi taşıyor. Televizyon çerçevesinde ise bir adam bisiklete biniyor ve bir grup Ağrı halkı hayvan pazarına bir inek götürüyor En azından fotoğrafı ben böyle yorumladım ilk gördüğümde.
İşte Sivil Düşün desteği ile anlatmak istediğim hikayenin ilk fikri bu fotoğraf karesi ile oluştu. Daha sonra bu iki çocuğu merak ettim. Acaba o televizyon çerçevesi ile ne yapmak istiyorlardı? Bir de baktım ki kendi çocukluğuma inivermişim. O çocuklardan biri oluverdim birden. Hikaye kendiliğinden akmaya başladı zihnime. Akabinde ellerimden bilgisayar ekranındaki beyaz sayfaya, oradan da sinemanın büyülü perdesine.
E tabi sağlam bir hikaye sahip olmak için ne söylediğiniz önemli. Ben ne mi söyledim bu hikayede? Sizden saklayacak bir şeyim yok. Onu da söyleyivereyim. Yıllarca yasaklanan bir anadili ve ona anadile sahip olan insanların hikayelerini anlattım. Korkmayın canım! Politik bir şeyden bahsetmedim. Aksine çok insani bir şeyden bahsettim. 10 yaşındaki Kürt bir kızın yatalak ve dilsiz babaannesi için Kürtçe bir televizyon yapma hikayesinden bahsettim. Gördünüz mü ne kadar da insani bir durum. Siz o kız olsaydınız, yapmaz mıydınız?
Tarihte Yaşanmamış Olaylar yani Serpêhatîyen Neqewimî işte böyle çıktı ortaya.
Zihnimden düşen fikirler beyaz perde aracılığıyla şimdi dünyaları geziyor!
Tarihte Yaşanmamış Olaylar ekibi olarak Sivil Düşün’e minnettar olduğumuzu söylemiştim. Olmamak elde değil! Onların sağladığı destek sayesinde teknik ekipman, prodüksiyon ve post-prodüksiyon maliyetlerini karşıladık. Film çekerken en çok sorun yaşadığımız kalemler bunlar zaten.., daha ne olsun canım, dediğinizi duyar gibiyim. İşte o yüzden minnettarız. Sivil Düşün desteğiyle onca güzel insan bir araya gelerek anlatmak istediğim hikayeye eşlik etti. Kimisi gönüllü çalıştı; kimisi deftere yazdı. Yetmedi yaratıcılıklarını ortaya koyarak hikayenin başka bir boyuta evirilmesine yol açtı.
Tarihe çok güzel bir hikayeyle not düştüğümüzü düşünerek söz devrini siz değerli okuyucularımıza ya da (filmi izlediğinizde) izleyicilere bırakmak istiyorum.
Küçük bir not: Sen yeter ki düşle! Her zaman imkan var.