Platformumuzu, iki buçuk yıl önce Burgazada’nın ormanları ve doğasını hem tanıyıp tanıtmak hem de korumak amacıyla kurduk. Yalnız Burgazda da değil; tüm diğer Prens Adaları için geçerliydi bu.
Aslında kuruluş hikayemiz talihsiz bir olayla başladı. Mayıs 2021’de ada ormanlarındaki fıstık çamları yangın önlemi gerekçesiyle orman idaresince vahşi bir şekilde budandı. Üstelik yanlış bir mevsimde
ağaçlara zarar verilerek yapılan bu budama en az 20 kamyon yükü tutarındaki artıkları ormanda bırakarak büyük bir yangın tehlikesi yarattı. Yine yangın önlemi gerekçesiyle orman yolları 10 ila 30 metreye kadar genişletildi ve yol boylarındaki kelebek, böcek, arı, kuş gibi faunanın yaşaması için hayati olan otsu bitkiler ve çalılar söküldü. Adamızın ekolojisine verilen bu büyük zarara tepki duyan
bir grup Adalı bir araya gelerek Burgazada Orman Gönüllüleri Platformunu (BOGP) kurduk.
O zamandan beri ada ormanlarına ve doğasına zarar verilmesini engellemek için mücadele ediyoruz. Doğa ve çevre bilinci oluşturmak için doğa yürüyüşleri, konferanslar, etkinlikler düzenliyoruz.
Ada halkının, Adanın değerli florasından ona zarar vermeden yararlanması ve sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde ekonomik fayda sağlamasının yollarını araştırıyoruz.
Ormanların, Orman Genel Müdürlüğüne değil halka ait olduğu inancıyla yerel halkın ormanların korunması ve yönetimine aktif olarak katılması gerektiğini savunuyoruz.
İçinde bulunduğumuz iklim krizi nedeniyle bir ayrık otunu dahi feda etme lüksümüz olmadığına inananıyoruz. Ormanların ve doğanın korunmasının her türlü önlemin, gerekçenin ve amacın üstünde tutulması için emek veriyoruz.
Burgazada’nın bir bütün olarak ekolojik bir akıl ve takvimle yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bütün bu amaçlara ulaşmak ve benzer mücadeleleri veren çevreci gruplarla dayanışmak için işbirliği ağımızı genişletiyoruz. Platformumuzun. faaliyetlerini @burgazadaorman Instagram hesabından izleyebilirsiniz.
Platform olarak Adamızın doğasını koruyabilmek için uzmanlarla işbirliği yaparak öneriler geliştirmek de dikkatimizi verdiğimiz faaliyetler arasında. Bunlardan biri de Ada’nın flora ve faunasının kayıt altına alınması ve tanıtılması. Burgazada Flora ve Fauna Envanter Çalışmalarının, ki biz kısaca
Burgazada Doğası Projesi diyoruz, amacı buydu.
Burgazada, tamamı sit alanı olan, Özel Doğa Koruma Bölgesi (ÖDA) olarak tanımlanan ve Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen bir ada. Fakat bütün bu ünvanlara karşın maalesef doğası tehdit altında.
Özellikle ormanlık alanlarda insan hareketi fazlalığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından yangın önleme gerekçesi ile Adanın 1,5 kilometre karelik yüzölçümünü ve kırılgan ekosistemini göz önüne almadan yapılan aşırı müdahaleler bu zenginliği tehdit ediyor. Son olarak da doğal sit
alanlarını ve yeşil alanları imara açmayı öngören yeni imar planları bu tehditi arttırıyor.
Yanı sıra Marmara Denizinin alarm veren kirliliği nedeniyle diğer Prens Adaları gibi Burgazada için de önem taşıyan çeşitli deniz flora ve fauna türleri hızla azalıyor. Ada kıyılarında yapılaşma ihtimalinin
bu türleri daha da azaltacağı açık.
Biz Adanın zengin flora ve faunasını koruyabilmek için öncelikle onları tanımak gerektiğini düşündük. Meselenin üzerine eğilince şimdiye dek bu konuda yeterince çalışma yapılmamış olduğunu fark ettik. Yani birçok Adalı ve kamuoyu, Burgazada’nın zengin flora ve faunasını tanımadığı gibi yaşadığı çevreyi korumanın bir hak olduğunu da bilmiyordu.
İşte Burgazada Doğası Envanter Projesi fikri bu iki gereklilikten doğdu. Adayı korumak ve bu amaçla flora ve faunasını tanıyarak tanıtmak. Bu fikrimizi Sivil Düşün’den aldığımız ayni destekle kardeş oluşum Kuzey Ormanları Savunması ile beraberce hayata geçirdik.
Envanter çalışmamız, projemize katkı vermeyi kabul eden değerli hoca ve uzmanlarımızın önderliğinde, vatandaş bilimi denen yöntemle Adalılar ve ilgi duyan doğa severlerle birlikte gerçekleşti.
Burgazada doğasını gözlemleyip kayıt altına alırken hocalarımız ve uzmanlarımızdan da değerli bilgiler edindik. Envanterimizi ve hocalarımızın değerlendirmelerini herkesin yararlanabilmesi için yakında erişime açacağımız bir web sitesine yükledik. Çalışmamızın kitap olarak basılma süreci de devam ediyor.
14 Ekim’de Burgazada Flora Envanteri ve Burgazada Fauna Envanter Çalıştaylarını düzenledik.
Sonucu basın bildirimizde şöyle duyurduk:
Burgazada’da, Burgazada Orman Gönüllüleri Platformu ve Kuzey Ormanları Savunması tarafından, AB Sivil Düşün Programı desteğiyle gerçekleştirilen, Flora/Fauna Envanter Çalışmaları adada Türkiye için endemik iki bitki alt-türü ve nadir fauna türlerinin bulunduğunu ortaya koydu.
Burgazada Cem Evinde yapılan Flora Çalıştayında, proje danışmanı Prof. Dr. Ünal Akkemik Türkiye için endemik olduğu tespit edilen bitki alt-türlerini Ballota nigra subsp.anatolica – Köpek Otu ve Lamium purpureum var.aznavouri – Eflatun Çiçekli Ballıbaba olarak açıkladı. Akkemik, envanter çalışması sonucunda Adada 333 bitki türü tespit edildiğini belirterek bu türlerin korunması için Adalar ormanlarının muhafaza ormanları ilan edilmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Zeynel Arslangündoğdu ise fauna envanter çalışmasında böcekleri de içeren 39 omurgasız tür, omurgalılardan 95 kuş, Hazar yılanını da içeren 3 sürüngen, 10 memeli türü tespit edildiğini açıkladı. Burgazada’da tespit edilen kuş türlerinden 88’i, Türkiye’nin de imzacısı olduğu Bern Sözleşmesi uyarınca kesin koruma ve koruma altına alınması gereken fauna türleri arasında bulunuyor. Dört kuş türü de uluslararası IUCN kriterleri açısından tehlike altındaki türler kategorisinde yer alıyor. Sürüngen uzmanı Dr. Pedram Türkoğlu fauna envanter çalışması için yaptığı değerlendirmede, adada ilk kez Hazar Yılanı’nın tespit
edilmesinin önemine dikkat çekti.
Böcek uzmanı Dr. Fatih Dikmen ise Burgazada’da, Türkiye’de çok az kaydı bulunan Sopa Çekirgesinin tespit edilmesinin bile adanın korunması için yeterli bir neden olduğunu belirtti.
Proje için Burgazada deniz flora ve faunasını değerlendiren deniz biyoloğu Mert Gökalp, Marmara Denizinde ekonomik değeri olan türlerin azaldığını, bunları avlamak için serilen ağlara takılan bazı
vatoz köpekbalığı gibi türlerin yitirildiğini, aşırı kirlilikten değerli deniz çayırı alanlarının gerilemekte olduğunu vurguladı.
Kelebek uzmanı Filiz Leloğlu Oskay da Adada 20 kelebek türünün tespit edildiğini belirterek Burgazada’nın doğasının korunması ve envanter çalışmalarına devam edilmesi halinde bu sayının giderek artacağını ifade etti.
Çalıştaylarda söz alan diğer konuşmacılar, Burgazadalı Avukat Erhan Ergün yeni açıklanan Adalar imar planının ada ekolojisine vereceği zararlara, Validebağ Gönüllüleri Derneğinden Arif Belgin, Validebağ Korusunun koru olarak kalması için verdikleri mücadeleye ve Kuzey Ormanları Savunmasından Başar Toros da, Adaların da bir parçası olduğu Kuzey Ormanlarına yönelik tahribata değindiler.
Çalıştaylar sonrasında yayınlanan ortak bildiride de Burgazada’nın zengin yaban hayatının korunmasının önemine dikkat çekilerek şöyle dendi:
Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerle de koruma yükümlülüğü altına girdiği pek çok türü de içeren bu değerli yaban hayatının büyük bir titizlikle korunması gereklidir. İçinde bulunduğumuz iklim krizi bu gerekliliği acil bir zorunluluğa dönüştürmektedir.
Envanter çalışmalarını yürüten uzmanlarımızın da görüş birliğine vardığı üzere Burgazada doğasının korunması için alınması gereken önlemler şunlardır:
1-Adaya ilişkin olarak yapılacak bütün planlamalar ve uygulamalar, imar planları, ormancılık uygulamaları gibi- yaban hayatını korumaya odaklanarak hayata geçirilmelidir.
2-Adanın yaban hayatının dolayısıyla ormanların ve doğanın korunması her türlü önlemin, gerekçenin ve amacın üstünde tutulmalıdır.
3-Burgazada, ekolojik özelliklerine ilişkin bilimsel verilere dayanarak bütün adalıların katılımıyla ekolojik bir akıl, planlama ve takvimle yönetilmelidir.
Bütün bu gereklilikleri denetlemek ve Burgazada halkının aktif katılımıyla adayı ve yaban hayatını korumak için bir Burgaza Doğa Koruma Merkezi oluşturulması kararı alınmıştır.
Bildirimiz basında ve sosyal medyada geniş bir şekilde yer aldı. Bize Adamızın korunmasında büyük yararı olacağına inandığımız bu projeyi hayata geçirme fırsatı verdiği için AB Sivil Düşün Programına binlerce teşekkürler.