Daha demokratik bir kentsel gelişme için Nextistanbul

2012 yılında İstanbul’da oluşan kent muhalefeti hareketinden ilham alarak kurulan ve Nexthamburg platformunun uzantısı olarak hayata geçen Nextistanbul ile çalışmaları, kentsel dönüşüm, Sivil Düşün ve hak temelli çalışmalar üzerine…

 

Daha demokratik bir kentsel gelişme için kentlilerin ve uzmanların aktif katılımını sağlayacak çalışmalar yürüten Nextistanbul, Sivil Düşün AB Programı desteğiyle İstanbul’daki çalışmalarına başladı. Nexthamburg platformunun uzantısı olarak hayata geçen Nextistanbul, alınan destekle ilk olarak, deneyim paylaşımı ve fikir alışverişi için Hamburg gezisi düzenledi. Bu gezi sırasında bir yol haritası belirlendi, gelecek aylarda gerçekleşmesi planlanan “Katılımcı Kent Vizyonu” etkinliğinin ana hatları çizildi.

 

Nextistanbul ne zaman kuruldu? Kimlerden oluşuyor?

Nextistanbul, 2012 yılında İstanbul’da oluşan kent muhalefeti hareketinden ilham alarak kurulmuştur. Çekirdek ekip, kentsel strateji uzmanı Elena Mozgovaya, şehir plancısı Melih Kös ve şehir plancısı ve akademisyen Gözde Şarlak’tan oluşuyor. Ayrıca ekip proje bazlı olarak Nexthamburg’un kurucusu Julian Petrin ve Johannes Bouchain’in katılımı ile genişlemektedir.

 

Çalışmanız hangi aşamada? Bir sonraki hedefiniz ne?

Nextistanbul, İstanbul’da tabandan tavana demokratik bir kent planlama modelinin yerleşmesi için çalışmaya başlamıştır. Bu amaçla, Hamburg ve birçok başka Avrupa kentinde kullanılan kitlesel kaynak toplama metodu incelenmiş, İstanbul’da gerekli altyapı kurulmuştur. Bu metodun Hamburg örneğinde nasıl çalıştığının takip edilmesi amacıyla Hamburg gezisi düzenlenmiştir.

 

Teknolojinin kentsel katılım süreçlerinde aktif olarak kullanım geleneğinin oluşması ve kentin geleceğinin yerelden gelen ihtiyaçlar doğrultusunda planlanması adına “Katılımcı Kent Vizyonu” etkinliğinin gerçekleştirilmesi ise bir sonraki aşama olarak planlanmıştır.

 

Buna ek olarak, daha önce Kopenhag ve Hamburg gibi kentler arasında uluslararası ve disiplinlerarası paylaşımları mümkün kılmak amacıyla kurulmuş City-link organizasyonunun davetiyle bu yıl Eylül ayında “demokratik yenileme” kavramının tartışılacağı festivalde Nextistanbul olarak bir çalıştay düzenleyeceğiz.

 

Sivil Düşün AB Programı hakkındaki düşünceleriniz neler?

Türkiye’de özellikle aktivistlerin, sivil toplum örgütleri ve platformlarının ihtiyaçlarına cevap verecek çok az sayıda destek kuruluşu var. Sivil Düşün AB Programı bu bağlamda destek olarak başvurabileceğimiz en etkili program olarak karşımıza çıkıyor. Nextistanbul olarak aldığımız desteğin daha katılımcı ve demokratik bir kent yönetim ve proje geliştirme modelinin inşasına yardımcı olduğunu düşündüğümüzü söylemek isteriz. Belki de bu sayede ilk defa, sivil toplum olarak kentimizin geleceğini hep birlikte tartışabilmenin temelleri atılmış oldu. Amacımız bu geleneğin Türkiye’ye yayılabilmesi.

 

Sloganımızı belki biliyorsunuzdur, “Her şey bir sivil düşle başladı.” Sizin sivil düşünüz ne?

Nextistanbul’un sloganı, “Kenti, öncelikle insanların aklında değiştirmeliyiz!” Bu ancak, yaşadığımız çevreyi şekillendirmede söz sahibi olmanın en temel hakkımız olduğunu kabul etmekle mümkün olabilir. İşte Nextistanbul olarak sorumluluğumuz bu noktada başlıyor. Yaşadığımız kentin bugününe ve geleceğine dair fikir ve çözümleri birlikte tartışarak, konunun uzmanları ile bu fikirlerin uygulanabilirliğinin test edilmesi, kendinden farklı seslere kulağını tıkamayan, toleranslı bir kentsel yönetim geleneğinin oluşması ve daha demokratik bir kentsel yaşama katkıda bulunmak temel motivasyonumuz.

 

Aktivizm denince aklınıza ne geliyor?

Bizim içim aktivizm, geleceğimiz için sorumluluk alıp eyleme geçebilmek, fikirlerimizi özgürleştirebilmektir.

 

Türkiye’de hak temelli çalışmaların ve aktivizmin şu anda bulunduğu durum ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu soruya en yetkin hissettiğimiz konu olan kentsel politikalar perspektifinden cevap vermek isteriz. Türkiye aslında dünyanın birçok yerinde de karşılaştığımız, şehirlerarası küresel ekonomik yarışta acımasız bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşüm ise kamuoyunu karar verme mekanizmalarının dışına iterek, kamu kavramının anlamında bir erozyon meydana getiriyor. Bu noktada, güçlü bir sivil toplumun inşası ve kentsel muhalefetin kurulması için hak temelli çalışmalara verilen desteğin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de bu konu, ne yazık ki, öncelikli bir konu olarak ele alınamıyor. Fakat, özellikle son yıllarda, teknolojinin hayatın her alanında yaygın olarak kullanılmaya başlanması, kent meseleleri konusunda hassas bir sivil toplum oluşmasına yardımcı oldu. Bu gelecek için oldukça umut verici bir gelişme. Nextistanbul olarak, bu geleneğin oluşmasına katkıda bulunmaktan dolayı heyecanlıyız.

Skip to content