Merhaba! Uluslararası Gençlik Gününde Tebessüm Hareketi olarak mikrofon bizde!
Dünya hızla değişiyor ve biz de bu değişimin içinde kaybolmamak için geleneksel yolları bir kenara bırakmaya karar verdik. Sivil toplum gelecekte kendisini daha güçlü kılacaksa bunu; daha esnek, dinamik ve katılımcı hale gelerek başaracak, buna inancımız tam.Bizim için en değerli kaynak gençlerin enerjisi ve yaratıcılığı.Bu yüzden topluluğumuzda, herkesin eşit söz hakkı var, yapımız yatay işliyor ve hiyerarşiye mesafeliyiz. Sorunlardan çok çözümlere tam da bu sayede odaklanabiliyoruz. Büyümeyi sürdüreceğimize inanmamız yine bu yüzden.
Türkiye’de, Çevik Proje Yönetimi (Agile Project Management) metodunu uygulayan ilk derneklerden biriyiz. Bu yaklaşım, gençlerin liderlik becerilerini geliştirdikleri, sorumluluk alarak büyüdükleri bir kültür oluşturmamızı sağladı. Adı üzerinde; yöntemlerimiz çevik. Böylece değişen ihtiyaçlara uyum sağlayabiliyoruz. Projelerimizi daha etkili yönetmiş oluyoruz. Şimdi hedefimiz; daha fazla gönüllüyü organize edip sivil topluma daha çok katkı sunabilmek.
Geçtiğimiz yılın haziran ayında, Sivil Düşün’ün kuluçka programına katılmaya hak kazandık ve bu süreç bizim için adeta bir dönüm noktası oldu. Üç ay boyunca, topluluk olmanın inceliklerini öğrendiğimiz eğitimlerde, bize çok benzeyen ama aynı zamanda çok farklı ekiplerle tanışma şansı yakaladık. Onların da bizim karşılaştığımız zorluklarla mücadele ettiğini görmek, yalnız olmadığımızı hissettirdi ve bu yolda doğru adımlar attığımıza dair inancımız giderek daha çok pekişti.
Program boyunca canımız mentörümüz Çiğdem Aslantaş ile epey yol yürüdük; topluluğumuz neden bir araya geldi, yüzümüz nereye dönük, hangi yanlarımız daha kuvvetli ve hangi bakımlardan desteğe ihtiyacımız var; hepsini net bir biçimde belirleme fırsatı yakaladık. Tüm bunlar, topluluğumuzun bağlarına can kattı, bize büyük motivasyon verdi.
Bu üç aylık eğitim sürecinin ardından, aramıza katılan yeni gönüllülerle farklı bir yolculuğa çıktık. Onlara oluşumumuzu hak odaklı bir yapıya dönüştürmek istediğimizi ve bu süreçte bize katılabileceklerini anlattık. Yeni ve hevesli insanlarla birlikte çalışmak, enerjimizi artırsa da zaman zaman gönüllü yönetimi konusunda zorlandık. Neyse ki, Sivil Düşün’den aldığımız destekler bu noktada imdadımıza yetişti. Naci Emre Boran ile düzenli olarak yaptığımız eğitimler, sadece sorunlarımıza çözüm bulmakla kalmadı; bazen bir cümle, bazen yeni bir bakış açısıyla zihnimizdeki büyük boşluklar doluverdi.
Barış Çoşkun ile gerçekleştirdiğimiz savunuculuk eğitimleri ise bakış açımızı daha hakları gözeten bir noktaya taşımaya dair bize rehber oldu. Bu dönüşümü gerçekleştirmek için bir savunuculuk kampanyası başlatmayı kararlaştırdık ve şu anda kendi kampanyamız üzerinde çalışıyoruz.
Sivil Düşün’ün bize sağladığı bir diğer katkı da maddi destek oldu. Bu destekle iki farklı etkinlik düzenledik. Yenilikçi çalışma düzenimizi ve yönetim metodumuzu önce sivil topluma hevesli gençlerle, ardından da bizim gibi topluluklarla paylaşmak istiyorduk. Yaptık da.
Somut adımlar attıkça, kendimize daha çok güvenir hale geldik. Tebessüm Hareketi olarak birlikte güçlenmek, sivil toplumun geleceğine beraberce yön vermek için umutluyuz. Yolculuğumuzda yanımızda olan herkese sonsuz teşekkürler.